13 Ocak 2009

VK - Şaşıkalemler!


vicdan kayır

Ekonomik kriz mi? Yok canım, siyaset krizindeyiz.
Daha çok kravatlıların koşturduğu ve politika kazanını kaynattığı ülkemizde; 'evrensel siyaset' yerine Osmanlı'dan kalma siyaset arenasındayız her bir şeyi ile… Teşkilat-ı Mahsusa kanunlu, İttihat ve Terakki partili günler... Yani Enver Paşalı günler…
1908 ile 2008 yılları arasındaki döneme baktığımızda, 'Ergenekon'un ilk tarihçesini de buluruz.
***
İşte o gen ceninden fırlarken, siyaset-asker-çete üçgeninin jönsüz Türkleri çıkıveriyor bugün karşımıza…
Tıpkı Babıali baskınında Enver'in yarattığı Yakup Cemal'in Frankenstein (Frankeştayn)kesilmesi gibi...
**
Bugünlerde de 1908'in izleri uyanıvermiş; ulusalcı, solcu, sağcı, liberal aynı çorbadan çıkıvermiş... Yani parmak izleri birer birer ortaya çıkıyor.

Atatürkçü bir Urfalı gencin sözleri geliveriyor kulağıma bugünlerde sıkça...
"Abla biz en çok Tansu Çiller döneminde çektik. Kürtlere ızdırap yaşatıldı. Babam PKK'yı şikayet ediyordu ama babam da tutuklanıyordu. Köylerimiz yanıyordu... Ne yapacağımızı bilemez haldeydik" diyor genç...
Ah ki ah...
**
Şimdide Susurluk kamyonundan fırlıyor Ergenekon...
İsimler ise ilginç… Her renk var maşallah!..
İnsanın içi sızlıyor, suçlu ile suçu, asker ile darbeciyi ayırma zamanı...
Ergenekon meslek gibi... 'Sakla samanı' sözü 'sakla silahları' olmuş...
Arada kaynayan nice aydınları (!) da unutmadan!..
**
Haberlerde Menderes dönemini aratırcasına alt alta isimler sıralanıyor... 'Bu da gözaltına alındı, şu da tutuklandı'... Bir subayın krokisinden neler çıktı neler...
Silaha en çok para harcayan ülkeler arasındayız, eğitimde, sağlıkta üçüncü dünya ülkesi bile olamazken... Sonuç hiç de şaşırtıcı değil...

ŞEKERSİZ AŞURE

Şu halimize bakınız. 21. Yüzyıl... Koskocaman bir Türkiye.. Yıllarca aynı babaların aynı partilerde torunlarına kadar uzanan, kuşaklar boyu uygulanan aynı siyaset.
Dedem DYP'li ben de 'y'si düşen DP'li diye konuşan binler, onbinler, milyonlar..
Demokrat Partili hastalığı, aynı şekilde CHP içinde geçerli. Turancıların partisi MHP içinde...
Yaz tahtaya, aynı haftaya!..
**
2009'un ilk günlerindeyiz.
CHP'nin başbakanı(!) Deniz Baykal'ın partisine baktığınızda; sağcı, ulusalcı, solcu, liberal, başı açık, türbanlı, çarşaflı… Şekersiz aşure gibi adeta!..
Oysa şekerli olsa tadına doyum olmaz.
Atlar, arılar, oklar, kurtlar, ampuller birbirine karışınca yerel siyasette de, en çok isim yapan partiler, adaylarını 'dans'la bulur oldular. Bazen vals, bazen tango bazen de çiftetelli yapanlar, iyi kıvıranlar 'aday' gösterildiler.
Yazık!
Siyaset mikseri bu işte; dün 'At' dedik, bugün 'Arı'. Ya yarın???
Eskiler hiç böyle değildi, insanlar aynı partide ömürlerini geçirirdi. Kuşaklara bulaşırdı hastalık.
O da iyi değil ama bir günde parti değiştirmek de neyin nesi?

Bunu anlamakta güçlük çekiyorum.
Bizi de düşünmeliler değil mi ama. Bir anda her şey; kalemlerimiz bile şaşakalıyor.
Şaşıkalem oluveriyoruz…
Susurluk'tan, Ergenekon'a ve 1908'den 2008'e doğru ne kalemler yamuldu kim bilir?
Ne kalemler yumuşadı.
Bazı kalemler ise hep ağırdı.
Sevgili Uğur Mumcu'da olduğu gibi!


Hiç yorum yok: