20 Temmuz 2012
AS-Aşk Sarhoşuyum
Rasgele birine sordum seni
Rasgele bir sözcükle
Tanır mısınız acaba
Burada çalışırmış kendisi
Çok garip biliyorum
Umut arayış gibi
Adı Umut diyorum
Soyadını hatırlamıyorum
Az önce oradaymışsın
İşin çıkmış erken ayrılmışsın
Teşekkür ediyorum
Bir çayımızı içseydiniz'e
Çıkıyorum
Belki bir başka sefere
Hiç tükenmez Umut arayışım
Ben biliyorum
Sana söylemiyorum
Yüreğimle birlikte
Bir şarap içiyoruz
İyi geliyor
Sen de gel Umut
Sana da var
Buyur
Yerimiz Zingar'a
Ayten Suvak
AS-Nevşah
El aman dil sürçmelerim
Yeni bir ben yaratır da senden
Nevşah derse adıma
Hemen dellenme
Budanmış kütükler gibi
Yolun uzun çok uzun
Asma üzre Boğazkere
Sürprizlerle değişen
Başıboş ırmakların
Şişelere girince
Pembe beyaz
Al al gönüllerim
Kestiremem
Senevi mi bu
Delirmelerim
Ayten Suvak
02 Temmuz 2012
AS-Aylardan Temmuz
Aruoba Tümceler Suvak Cümleler
Aruoba- Süslü gezinti teknesinin Boğaz'a yaydığı pırıltının sana
gelen yansısını orta yerinden kesiverir Tokmak Burnu, o önünden
geçerken(8./63).
Suvak- Ufukta iki geminin üstüste geldiği o anda, yeni doğan Ay da
batan Güneş'e pas vermektedir, Sedef Adası'nda.
Aruoba- Yukarıdan Kuzey-Doğu'dan Güney-Batı'ya tek tek , ufacık,
parlak Bulut parçaları sürüklenirken, tam tersi yönde, hafif bir
Rüzgar geçiyor, dalgaları okşayarak, aşağıdan(1./62).
Suvak- O Leandros fenerinden gözünü alamıyor musun, konjunktivit
oldun öyleyse delidolu Poyraz'dan; göremiyorsun sana atılan kulaçları
Yunus akınından. Açarlar gözlerini sevda körlerinin onlar,
kutsaldırlar.
Aruoba- Balkondaki çiçek kutusuna dolduracağın toprağı talan edilmiş
bir koruda nasılsa ayakta kalabilmiş bir görkemli Akçaağaç'ın
dibinden toplarsan, gün olur, bakarsın, süs bitkilerinin arasından,
hiç tanımadığın enfes bir fidan boyvermiş(5./63).
Suvak- Salonun en kuytu köşesinde havasızlıktan bunalan devetabanı
(bir holdinge açılış hediyesi), cam güzeline gönül koymuş ve nefis
bir deve kuşu doğurmuş, yumurtası öksüz doyuran.
Aruoba- Bir yanı ezik, çarpık, sanki mahçup, çekingence beliriverir
Ay, şehir ışıklarının üstünden aşıp- sanki geldiği karanlıklara bir
an önce geri dönmek istermiş gibi- yüzü (utançtan olacak) kızarmış,
ama, hem de sanki muzip muzip gülümseyerek...(19./64).
Suvak- geçirdiği son "canavar" kazasından suratının yarısını
kurtarabilmiş delikanlı Ay..., çarpık çurpuk belirdiği karanlıktan
şiirsel aydın Umud'a yamuk yamuk gülümsüyor, "yesin oni ninesi"
dercesine...
Aruoba- İncecik Ay; peşinden koşan Venüs; bir de, kısık sesli bir
Martı...(14./63).
Suvak- Son çare Asklepsios
Diriltse diriltse o diriltir sesini
Yeter artık bu atalet
İlgime reva bu mu
Adalet
Şifa sana bu şairler
Taze kan Hesperidlerden
Athena'ya sor istersen
Ağzını açabilirsen
Şuh bir Martı çıkacak
Cırtlak sesli bir Kartal'dan
Korusan kendini o üçgenden
Ayten Suvak
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)